― 22 Kasım 2021
ÜSİMP Ulusal Patent Fuarı ve Üniversite-Sanayi Sanayi İşbirliği Ulusal Kongresi, 16-24 Kasım 2021 tarihleri arasında “Değişen Dünyada Üniversite ve Sanayi El Ele” teması ile Sanal Ortamda gerçekleştiriliyor.
ÜSİMP Ulusal Patent Fuarı ve Üniversite-Sanayi Sanayi İşbirliği Ulusal Kongresi, 16-24 Kasım 2021 tarihleri arasında “Değişen Dünyada Üniversite ve Sanayi El Ele” teması ile Sanal Ortamda gerçekleştiriliyor.
Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip ASAN, etkinliğin 16 Kasım'da gerçekleştirilen açılışına konuşmacı olarak katılım sağladı.
Prof. ASAN, konuşmasında, üniversite-sanayi işbirliğinin geliştirilmesinde en stratejik araçlardan biri olan patentler ile sınai mülkiyet alanındaki güncel gelişmeleri paylaşarak bu gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Geçtiğimiz hafta yayımlanan Dünya Fikri Mülkiyet Göstergeleri Raporu’na göre Türkiye’nin ulusal düzeyde patent başvurularında dünyada 14’üncü, marka başvurularında 7’nci, tasarım başvurularında 4’üncü, ulusal düzeyde genel sınai mülkiyet sıralamasında ise 9’uncu sırada yer aldığı bilgisini aktardı.
Prof. ASAN, yine inovasyon ekosistemimiz açısından güncel ve önemli bir diğer rapor olan geçtiğimiz Eylül ayında yayımlanan, Dünya ekonomilerinin inovasyon girdi ve çıktı verilerine göre 80 gösterge bazında sıralandığı 2021 Küresel Yenilik Endeksi’nde de Türkiye’nin, genel sıralamada 2020 yılına göre 10 basamak ilerleyerek 41. sıraya yükseldiğine dikkat çekti.
Sınai mülkiyetle ilgili 8 göstergenin 6’sında büyük ilerleme kaydetmeyi başaran ülkemizin “Üniversite-Sanayi Ar-Ge İşbirliği” alt göstergesinde de 8 basamak yükselerek 62’nci sıraya geldiğini belirterek, bu alanda daha fazla yol almamız gerektiğinin de altını çizdi.
Tüm bu veriler ile dikkate alındığında ileriye dönük iyimser olmamak için hiçbir neden görmediğini ifade eden Prof. ASAN, TÜRKPATENT’in Birleşmiş Milletlere bağlı Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı nezdinde Uluslararası Araştırma ve Ön İnceleme Otoritesi olmayı başarması ile Sınai Mülkiyet Kanununun yasalaşmasının, son 20 yıl içerisindeki en önemli gelişmeler olduğunun altını çizdi.
TÜRKPATENT’in, dünyada 23 Uluslararası Otoriteden biri olan çok genç bir PCT otoritesi olmasına rağmen 2020 yılında 1.659, 2021 yılının ilk 6 ayında ise 854 uluslararası araştırma raporuyla dünyada en fazla rapor düzenleyen ilk 10 kurum arasında yer aldığını ekledi.
Prof. ASAN, yakın zamanda gerçekleştirilen 120 yeni uzman istihdamı ve bilgi teknolojilerine yönelik çalışmalarla, TÜRKPATENT’in ulusal ve uluslararası hizmet kapasitesini ve kalitesini daha da geliştirilmesinin, ekosisteme daha fazla katkı sağlanmasının hedeflendiğini dile getirdi.
Prof. ASAN sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ülkemizin nitelikli sınai mülkiyet üretim yapısına geçiş sürecinde kritik dönüm noktalarından biri olan Sınai Mülkiyet Kanunuyla ilgili olarak hatalı bir algıyı da bu vesileyle düzeltmek istiyorum.
Bu Kanun, önceki dönemde kanun hükmünde kararnamelerin mevcut olduğu ve çok parçalı bir durumda olan mevzuatı, tek bir çatı altında toplayarak güçlü bir mevzuat altyapısının oluşmasını sağladı. Bunun yanı sıra, tescil süreçlerini kısaltan ve kaliteyi artırmayı amaçlayan değişiklikler de kanunun önemli kazanımlarından başında geliyordu.
Ancak Sınai Mülkiyet Kanunuyla getirilen en dikkat çekici değişikliklerden biri yükseköğretim Kurumlarında gerçekleştirilen buluşların hak sahipliğinin üniversitelere verilmesi olmuştur. Buradaki temel amaç kamu kaynakları kullanılarak ortaya çıkan buluşların patent ve ticarileşme süreçlerinin, üniversitelerin kurumsal kapasiteleri çerçevesinde daha etkin ve sistematik bir şekilde yürütülmesi olmuştur. Dünyadaki gelişme trendleriyle uyumlu olarak gerçekleştirilen reform niteliğindeki bu değişikliğin, üniversitelerimizi doğrudan etkilemesi ve belirli uygulama standartları ve deneyimleri oluşana kadar geçecek süreçte bazı zorluklar barındırması kaçınılmazdı.
Ancak geldiğimiz nokta itibarıyla şunu açıkça ifade etmek istiyorum. Kanunun geride bıraktığımız 5 uygulama yılının sonunda, yapılan bu değişikliğin üniversitelerimizde patent başvurularını azalmasına neden olmadığı; tam aksine sayıların giderek arttığı görülmektedir.
Nitekim 2016 yılında 710 olan üniversite kaynaklı yerli patent başvuru sayımız, 2020 yılına gelindiğinde %61 artışla 1.144’e ulaşmıştır.
Öte yandan tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sınai mülkiyet döngüsünün en zor aşaması olan ticarileşme alanında da başarılı uygulamaların artmaya başladığını görüyoruz. Nitekim bugünkü Kongremizde de bu ticarileşme hikayelerinden birini dinleme imkanı bulacağız.
Bununla birlikte, ÜSİMP tarafından Kurumumuzun yanı sıra TÜBİTAK ve KOSGEB’e de iletilen dokümanda yer alan ve özellikle ihale ve ödeme süreçleriyle ilgili haklı bir şekilde dikkat çekilen sorunların kaynağını ve çözümünü Sınai Mülkiyet Kanununun dışında aramak gerektiğini düşünüyorum.
Zira bu dokümanda atıf yapılan 11. Kalkınma Planındaki tedbir ve eylemlerin sorumlu ve ilgili kuruluşları arasında da Türk Patent ve Marka Kurumu olarak biz yer almıyoruz. Ancak TÜRKPATENT olarak, sorunların çözümü ve uygulamaların geliştirilmesi ve standartlaştırılması noktasında, üzerimize düşeni yapmaya ve her türlü katkıyı vermeye hazır olduğumuzu bu vesileyle ifade etmek istiyorum”
Prof. ASAN, konuşmasının sonunda, TÜBİTAK 1702 Patent Lisans Çağrısı karşılığı AR-Ge projelerini, patent dokümanı kullanımı yönünden incelemiş olduğu 2 yıl öncesine ait çalışmasından söz ederek, TÜBİTAK AR-GE projelerinde en az bir patent dokümanı kullanım oranının %11 olduğu bulgusuna ulaştığını anımsattı. YÖK doktora tezleri üzerinde yapmış olduğu incelemede de mühendislikte en az bir patent dokümanı kullanılan doktora tezlerinin oranının %18.5 temel bilimlerde ise %10 olduğunu, yüksek lisans tezlerinde ise bu oranın mühendislikte %6.8 temel bilimlerde %7.4 olarak görüldüğünü aktardı.
Toplam teknik bilginin %80’ninin patent dokümanlarında olduğu ve bu bilgi kaynağının % 10’lar civarında kullanıldığı düşünüldüğünde, TÜBİTAK’a sunulan projelerin özgünlüğü ve üretilen bilginin kalitesi hakkında önemli soru işaretlerinin ortaya çıktığını belirtti. Fikri mülkiyetin, bilginin üretimi, ürüne dönüştürülmesi, ticarileştirilmesi şeklinde bir süreç olduğu için patent bilgisinin başta üniversiteler olmak üzere daha yoğun bir şekilde kullanılması konusunda, lisans bitirme ödevleri dahil olmak üzere daha gayretli olunması gerektiğini vurguladı.
Fikri mülkiyet ofislerinin klasik görevlerinin yanında patentlerin ticarileştirilmesine yönelik yeni görevler üstlenmeye başladığından söz eden Prof ASAN, bu çerçevede 2018 yılında, TÜRKPATENT’in iştiraki olarak Türk Sınai Mülkiyet Değerleme Mühendislik Hizmetleri A.Ş (TÜRKSMD) kurulduğunu belirtti. Kredi Garanti Fonu ile patent ve markaların bankalar tarafından teminat olarak kabul edilip KOBİ’lere kredi sağlanmasına ilişkin yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Etkinlik kapsamında tüm oturumlar 16-17 Kasım 2021 tarihlerinde canlı olarak yayınlanacak ve devamındaki bir hafta boyunca ise canlı yayınların video kayıtları çevrimdışı olarak yayına sunulacak.